Osmanlı’nın Astrologları: Müneccimbaşılar

Osmanlı'nın Astrologları: Müneccimbaşılar

Osmanlı’nın Astrologları: Müneccimbaşılar
Her ne kadar dilimize falcı, kahin olarak girmiş ise de “Müneccimlik” Osmanlı zamanında sarayda özel bir görevin adıydı. Osmanlılar hanedanında astronomi ve astrolojiyle ilgilenen, matematik, cebir, tarih ve bir nevi istatistik bilimini kullanan bu görevlilere Müneccimbaşı denmekteydi. Gök cisimlerinin hal ve hareketini takip eden, ölçümleyen, hesaplayan ve bunlar üzerinde gerekli kurguyu yaparak sunan kişilerdi. Yıldızların teknik durumlarını ölçerek onlara sorulan sorulara yanıt vermeleri onların görevleri arasında idi. Başlıca görevleri yıllık takvimi düzenlemek, özellikle namaz vakitlerini, ramazan, iftar, sahur gibi dini zamanları yanlışsız tespit etmekti. Ay ve güneş tutulmalarının olup olmayacağına dair hesaplamalar da yaparlardı.

Esbak müneccimbaşı Osman Efendi merhum, filân gece bir yangın zuhur edip İstanbul’u baştan başa yakacağını istihraç eder (Fâik Reşat)

Müneccimler, aldıkları eğitimde ilk olarak burçların insan karakterlerine etkilerini öğrenirlerdi. Daha sonra ise gök bilimleri üzerine yoğun çalışmalar yaparak ilimlerini derinleştirirlerdi. En vurucu olan nokta ise devlet büyüklerinin önemli aşamalarda Müneccibaşılardan bilgi talep etmeleriydi. Hazırlayarak sundukları

konular arasında;

  • Cülus dağıtım vakti,
  • Sadrazamın mühür merasimi vakti,
  • Savaş ilanı,
  • Ordunun sefere çıkacağı günlerin belirlenmesi ,
  • Pâdişâhın tahta oturması,
  • Pâdişâhların kılıç kuşanması,
  • Donanmanın hareket zamanı,
  • Yeni gemilerin denize indirilmesi zamanı,
  • Saraya ait binalarının temelinin atılma zamanı,
  • Bu binaların hizmete girmesi zamanı,
  • Top dökülmesi zamanı,
  • Yeni dökülen topların deneme atışlarının yapılması,
  • Sultanların düğün merasimi vakti,
  • Şehzadelerin sünnet zamanı,
  • Has ahır atlarının çayıra salınması zamanı,
  • Padişahın bir yere hareketi,
Bunu da oku :  Aslan Burcu 2019 Yorumu

yer alırdı. Müneccimler bu işler için en uygun ve uğurlu zamanı belirlerdi.

Bir şeyi yapmak için en uygun ve uğurlu zaman olarak adlandırılan eşref saati müneccimlerin görevlerinden esinlenerek dilimize girmiştir. Yapılan uygulama eski zamanlarda astrologların, Osmanlı kültüründe de müneccimlerin en çok ilgilendikleri konulardan birisiydi. Bu gelenek sadece Osmanlılar da değil, daha önceki İslam devletlerinde de mevcuttu.

Yıldız arayıp gökte nice turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde
(Ziyâ Paşa)

Eski dilde İhtiyârat adı verilen bu tip astroloji (ilm-i nücum), günümüzde seçim astrolojisi olarak adlandırılmaktadır. Sarayda bir devlet geleneği haline gelmiş olan bu uygulama halen astrolojinin ilginç alanlarından birisidir. Müneccimler bu derin ölçümlerden sonra yapılacak işler için uygun zamanlarını belirleyerek, her işin eşref saati(eşref vakti)ni saptamaya çalışmışlardır. Batı astroloji bunu daha sonrasında şanslı günler, şanssız günler olarak adlandırılacakdır.

İhtiyârat: Yıldızlardan, bir işin şu günde veya bu günde yapılacağına yâhut yapılamayacağına dâir çıkarılan ve takvimlerde bu isimle gösterilen hükümler [Takvimlerde el-ihtiyârat şeklinde de kullanılırdı].(Kubbealtı Lugatı)

Müneccimlere olan itibarın devletin son dönemlerine kadar devam etmiş olması Astroloji ve Astroniminin kadim bilim dalları arasında olduğunun bir nevi ispatıdır. Astrolojinin kamusal yüzü 18. yüzyılda Osmanlı’da kendini böylelikle göstermiştir. Bu nedenledir ki Türkiye’de ki kuruluşlar gök yüzünün ince rehberliğin farkına varabildiklerinde ufku daha geniş, ihtiyatlı ve fırsatları zamanında yakalayan kurumlar haline geleceklerini kanaatindeyiz. Bu konu hakkında daha detaylı bilgi için okuyunuz.

5/5 - (11 votes)
(Visited 10 times, 1 visits today)

Related posts

Leave a Comment